Yüz kırışıklıkları, cilt koyulaşması ve akne skarları gibi durumlar cerrahi tekniklerin kısıtlı oranda çözebildiği sorunlardandır. Bu tip problemler kimyasal soyma ve dermabrazyon gibi diğer tedavi prensipleri ile daha etkili bir şekilde düzeltilebilmektedir.

Kimyasal soyma(peeling) ve mekanik soyma(dermabrazyon), cilt tabakalarının kontrollü bir şekilde alınmasını ve böylece kontür düzensizliklerinin düzeltilmesini sağlamaktadır. Zaman içinde edinilen tecrübe ve denemelerle hangi durumlarda hangi tedavi metodunun etkili olacağı anlaşılabilmiştir ve bugün iki metod birbiriyle dönüşümlü olarak kullanılmaktadır.

Deri temel olarak 3 tabakadan oluşur: Epidermis, dermis ve subkutan yağ dokusu. Kıl folikülleri, ter ve yağ bezleri gibi deri ekleri de derinin içinde bulunmaktadır. Bu epitelyal elemanlar dermabrazyon ve kimyasal soyma gibi işlemlerden sonra cilt iyileşmesi için gereklidir.

DERMABRAZYON

Dermabrazyon, kontur düzensizliklerini düzeltmek amacıyla cildin tabakaları olan epidermis ve yüzeyel dermisin soyulması esasına dayanan bir işlemdir. Aynı zamanda yüzeyel cilt pigmentasyonunu yok etmekte de faydalıdır. Sıklıkla yüz kırışıklıklarını gidermede, sivilceler sonrası kalan izlerde, travmatik izlerde, su çiçeği ve çiçek hastalığına bağlı izlerde, yüzeyel lentigo ve dermal dövmelerin tedavisinde kullanılmaktadır.

İyileşme Süreci

Dermabrazyonun başarısı, cildin derin dermal deri eklerinden yeni bir epidermal tabaka oluşturabilme kapasitesine bağlıdır. Bu nedenle, iyileşme daha fazla adneksiyal yapıya sahip olan ve derinin kalın olduğu bölgelerde daha iyidir. Tam tersine, ince bir cildi olan veya sebase bezlerden ve kıl foliküllerinden fakir olan göz kapakları, alt ön boyun bölgesi ve kolların iç yüzleri gibi bölgelerde gecikmiş iyileşme görülür ve dermabrazyon sonrasında hipertrofik skar gelişebilir. Yüz, göz kapakları dışında, kalın bir cildi olan ve epitelyal adneksiyal yapılardan zengin bir bölgedir ve hızlı iyileşir. Sırt bölgesi ise kalın bir derisi olmasına rağmen adneksiyal yapılardan fakirdir ve bazı vakalarda tatmin edici olmayan bir iyileşmeyle sonuçlanabilir. Benzer şekilde alt boyun bölgesi ve göğüs bölgesi dermabrazyona zayıf yanıt verir.

Kimyasal soymaya kıyasla dermabrazyon sonrasında deri yapısındaki değişiklikler orta derecededir. Bazal tabakadaki pigment miktarına etkisi azdır ve dermisteki elastik fibrillerde artış görülmez. Kimyasal soyma sonrasında görülene kıyasla dermiste neokolajen oluşumu azdır ve daha az belirgindir. Dermabrazyon sonrasında görülen majör değişiklik dermisin orijinal kalınlığına ulaşamamasıdır. Dermisin direkt olarak mekanik uzaklaştırılması kontür düzensizliklerini düzleştirir.

Dermabrazyon Hangi Durumlarda Uygundur?

Akne: Günümüzde dermabrazyonun en sık kullanım alanı akne skarlarının tedavisidir. Akne oluklarının tabanına ulaşacak şekilde ortalama derinlikte bir cilt soyma, görüntüde belirgin iyileşmeye sebep olmaktadır. Dermabrazyon daha çok bir kamuflaj mekanizması olarak işlev görür. Skarı ortadan kaldırmaktansa etraf dokuyla yükseklik farkını azaltır ve daha az belirgin hale getirir. Eğer derin lezyonlar mevcutsa ikinci hatta üçüncü bir dermabrazyon prosedürü gerekli olabilir ancak her prosedür sonrasında gelişecek iyileşme azalmaktadır. Akne skarları için dermabrazyonun sonuçları kimyasal soymadan daha iyidir ve özellikle yüzeyel akne skarlarında dermabrazyon kimyasal soymanın yerini almaktadır.

Skar: Travmatik veya cerrahi skarlar genellikle dermabrazyona iyi yanıt verir. Cerrahi düzleştirme ile hem deprese hem de eleve skarlar iyileştirilebilir. Böylece skar ve etraf doku arasında seviye farkı azaltılmış olur ve kontür düzensizlikleriyle oluşan gölgelenme düzeltilmiş olur. Yüzeyden kabarık skarlar direkt olarak dermabrazyonla düzeltilebilirken çökük skarlar için genellikle çevre cildin cerrahi düzleştirmesi tercih edilir.

Herpes zoster virüs enfeksiyonları(zona), çiçek ve su çiçeğinden sonra da fasyal skarlar görülebilir ve bu lezyonlarda dermabrazyona iyi yanıt vermektedir.

Dövme: Amatör veya travmatik dövmeler dermabrazyonla yok edilebilmektedir. Pigment dermis içerisinde ne kadar yüzeyelse tedaviye cevap o kadar iyi olmaktadır. Profesyonel dövmelerde ise pigment derin dermistedir ve bu lezyonlar genellikle dermabrazyonun ulaşım alanı dışındadır. Bu tip lezyonlarda direkt eksizyon, deri greftleri ve laser kullanımı ile tedavi daha uygundur.

Pigmentasyon: Pigment epidermisin bazal tabakasında sınırlı olmadığı sürece pigmente nevüsler dermabrazyon sonrasında rekürens gösterir. Aynı zamanda kloazma ve melazma gibi hastalıklarda görülen hiperpigmentasyon da dermabrazyonla düzeltilebilmektedir.

Keratotik Lezyonlar: Yaşlılığa bağlı veya seboreik keratozlar dermabrazyonla hızlı ve güvenilir bir şekilde yok edilebilmektedir.

Kırışıklıklar: Kimyasal soyma ile alınan sonuçlardan daha az çarpıcı sonuç verse de yüz kırışıklıkları dermabrazyona cevap vermektedir. Yıpranmış bir cildi olan ve tüm yüze tedavi gereken hastalarda kimyasal soyma daha etkili ve uzun etki süreli bir metoddur. Dermabrazyon aynı zamanda üst dudaktaki kırışıklıklarda da etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Aynı zamanda kaş arası bölgedeki çizgiler de dermabrazyona iyi yanıt vermektedir.

Dermabrazyonun en önemli avantajı tedavinin derinliği daha kontrol edilebilirdir ve kimyasal soymaya göre daha hafiftir, iyileşme hızlıdır. Abrazyon sonrasındaki takip eden kızarıklık süresi de daha kısadır.

Koyu derili hastalarda, dermabrazyonun beyazlatıcı etkisi daha azdır ve tedavi edilmiş cilt ve etraf doku arasındaki renk değişikliği daha az olmaktadır.

Aynı zamanda rinofima(burun ucu ve kanatlarında aşırı büyüme genişleme) tedavisinde de dermabrazyonu çok etkili bir tedav iseçeneğidir.

Kontraendikasyonlar

Dermabrazyon, adneksiyal yapılar sırtta ve göğüs bölgesinde az olduğu için sıklıkla yüz bölgesiyle sınırlı bir tedavidir.

Isotretinoin: İsotretinoin tedavisinin ardından en az 6 ay süre ile dermabrazyondan kaçınılması önerilmektedir.

Radyodermatit: Dermabrazyon çok dikkatli ve yüzeyel yapılmalıdır.

Enfeksiyöz Hastalıklar: Uçuğu olan hastalarda uçuk lezyonları geçene kadar dermabrazyon ertelenir, ayrıca HIV + hastalarda da hastaları enfeksiyona yatkın hale getirebileceğiden kontrendikedir.

Hangi tür anestezi ile yapılır?

Operasyon lokal veya genel anestezi altında yapılabilmektedir.

İşlem Sonrası Bakım Nasıl Yapılır?

İşlem sonrasında doktorunuzun verdiği antibiyotikli merhemlerle yara iyileşmesi tamamlanana kadar yüzün kayganlığının korunması ve enfeksiyondan korunma sağlanır. Hasta operasyondan bir gün sonra yüzünü suyla yıkayabilir. Aynı zamanda hastaya yara yerini 5 ile 7 gün arasında tamamlanan reepitelizasyon süreci boyunca nemli tutması gerektiği anlatılmalıdır. İşlem sonrası 10. günde hasta kozmetik ürünler kullanmaya başlayabilir ve böylece abrazyon uygulanan alandaki kızarıklık kapatılabilir. Kuruluğu ve kabuklanmayı önlemek için cilt normal görüntüsüne dönene kadar nemlendiricilerin kullanılması gereklidir. Yara iyileşmesi süreci boyunca pigment değişikliklerini engellemek için güneş ışığından sakınılması ve güneş koruyucu kremlerin kullanılması veya kapatıcı makyajların uygulanması önerilmektedir.

KİMYASAL SOYMA

Kimyasal soyma, cildin yapısında değişikliklere sebep olmak için cilde kimyasal maddelerin uygulanması esasına dayanan bir işlemdir. Belli kimyasal karışımların uygulanması, cilde kontrollü ve tahmin edilebilir bir hasar vermektedir. İyileşme sonrasında, kimyasal soyma daha düz ve sıkı bir ciltle sonuçlanır. Kimyasal soyma sıklıkla yüz kırışıklıklarını ve düzensiz lekeleri giderme amacıyla kullanılır.

Kimyasal Peeling Kimler İçin Uygundur?

Kimyasal soyma gereksinimi duyan hastalar genellikle, yaşlanma sürecine ek olarak fazla miktarda güneş maruziyetine bağlı cilt zedelenmesi görülen orta yaşlı insanlardır. Dejeneratif değişiklikler hem epidermis hem de dermiste görülmektedir. Yaşlanma ve güneş hasarı ile oluşan cilt değişiklikleri genelde birbirine paraleldir.

Güneş hasarlı ciltte elastoz en belirgin değişikliktir. Bu durum dermal kolajenin kalın, yoğun bir elastik fibril birikimiyle yer değiştirmesiyle oluşan bir dejenerasyon sürecidir. Elastik fibriller, kolajenin yerini almaya başladıkça cildin elastik özellikleri azalır. Aynı zamanda güneş hasarına maruz kalan deride düzensiz yerleşimli, genişlemiş damarlar görülmeye başlanır.

Güneş hasarına maruz kalan deride epidermis kalınlaşır, melanositler sayıca artmıştır, hipertrofiktir ve düzensiz dağılmıştır. Bu düzensiz dağılım güneş lekelerinin oluşumunu da açıklamaktadır.

Kimyasal Soyma Sonrası Ciltte Neler Değişir?

Hasarlı elastotik cilt atılıp yerine yara iyileşmesi sonucu yeni kolajen dokusu oluşmaktadır.

Kimyasal soyma sonrasında epidermal rejenerasyon 48. saatte başlar ve yaklaşık 7. günde son bulur. İşlem sonrası 3. ayda dermal yapıdaki en önemli değişiklik dalgalanan, düzensiz dermal kolajen yapısının yerini daha sağlam ve düzenli bir kolajen yapısının almış olmasıdır. Yani sonuçta derinin kolajen tabakası düzelir, renk koyulaşması açılır ve derinin elastikiyeti artar ve cilt gençleşmesi sağlanmış olur.